“Sevgili anne ve baba, uyguladığımız testler ve gözlemlerimiz sonucu çocuğunuzun “üstün yetenekli” olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Tebrikler ve kolay gelsin”.
Çocuğunuzun bazı alanlarda yaşıtlarından daha hızlı geliştiğini gözlemlediniz, sonrasında ise her ilgili anne baba gibi bu konuda çalışan bir uzmana gitmiş olduğunuzu varsayalım. Tüm görüşmelerinizin sonunda yukarıdakine benzer bir cümle duyduğunuzda yaşayabileceğiniz duygular şok hali, mutlu olma, şaşkınlık, korku, gurur duyma, sorumluluk gibi pek çok farklı duygu olacaktır.
Bu tarz bir tanı ya da etiket konsun ya da konmasın çocuk yetiştirmenin zaten kendi içinde yeterince zahmetli fakat bir o kadar da doyurucu bir süreç olduğuna herkes katılacaktır. Bir çocuğun ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, var olan potansiyelini sonuna kadar kullanabilmiş şekilde yetişebilmesi ise oldukça uzun zaman alan ve ebeveynlerini meşgul eden bir süreçtir. Bu süreçte çoğu anne babanın yaşadığı sorunlar gelişimin doğası gereği ortaktır. Bir yaş civarındaki bebeklerinin ne zaman yürüyeceği veya iki yaş civarındaki çocuklarının benmerkezci davranışları, normal gelişim gösteren çocukların ebeveynlerinin sohbet konusudur. Bununla birlikte gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar ve yıllar boyu yapılan gözlemler, üstün yetenekli çocukların ailelerinin normal gelişim gösteren çocukların ailelerine göre çok daha farklı ve kendine özgü sorunlar yaşadıklarını ve değişik ihtiyaçları bulunduğunu ortaya çıkarmıştır.
Üstün yetenekli bir çocuğun ailesi olmak ailenin hayatında neleri değiştirir?
Üstün yetenekli çocuklar toplumun nüfusuna oranlandığında azınlık olarak kalmaktadırlar. Aynı şekilde aslında onların aileleri de aynı çocukları gibi azınlık bir grubu oluşturur. Bu nedenle üstün yetenekli çocukların ailelerinin normal gelişim gösteren çocukların ailelerinin ihtiyaçlarından çok farklı endişeleri ve ihtiyaçları vardır. Üstün yetenekli çocuğa sahip bir ebeveyn olmak, çocuğun sahip olduğu özellikler başarıyı veya olumlu özellikleri çağrıştırdığı için imrenilecek bir durum gibi görünse de aileler, içinde bulundukları durumu aşağıdaki gibi cümlelerle ifade etmektedirler;
“Çocuğumun yeteneklerinin çevremdeki insanlar ve toplum tarafından desteklenmediğini, tam tersine dışlandığını düşünüyorum”
“Çocuğumun yeteneklerini ve gerçek potansiyelini sergileyebileceği okul, eğitim programı ve nitelikli öğretmen bulamıyorum”
“Zaman zaman çocuğuma yetemediğimi, onun potansiyelini gerçekleştirmesi için gerekenleri yapamadığımı hissediyorum”
“Çocuğum yaşıtlarından farklı ilgilere ve hobilere sahip. Bu yüzden arkadaş edinmede zorluk yaşamasından korkuyorum”
“Çocuğumun yeteneklerini geliştirmek için sağlamam gereken materyaller bütçemi zorluyor”
Diğerlerinden farklı olmanın, çocuğun en yakını olan ailesinden başlayarak çeşitli yaşam zorluklarına yol açtığı ailelerin yukardaki kendi ifadelerine dayalı olarak rahatlıkla söylenebilir. Bu yaşam zorluklarının genellikle okul seçimi ve çocuklarının geleceği konusunda kararsızlık ve doğru seçimi yapamama endişesi, çocuklarında var olan bu üstün yetenek potansiyelinin nereye yönlendirilmesi gerektiği konusundaki rehber eksikliği, çocuklarının öğretmenleri ve toplumla olan etkileşimlerindeki problemler, çocuklarına yetemeyen bir ebeveyn olunduğu hissi, çocuklarının sosyal-duygusal gelişimiyle ilgili sorunlar, çevrenin yetersiz desteği ve farkındalığı gibi konu başlıkları etrafında yoğunlaştığı görülmektedir. Bu konuları aşağıdaki gibi daha detaylı şekilde ele alabiliriz.
Üstün yetenekli çocuklarının potansiyelini en iyi şekilde geliştirecek ideal eğitim ortamlarını bulabilmek: Üstün yetenekli çocukların aileleri, çocuklarının devam ettiği okuldaki eğitim programının çocuklarının ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı konusunda bilgilendirilmeye ve desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Ne yazık ki pek çok okuldaki eğitmen ve uzman kadrosu, üstün yetenekliler de dâhil olmak üzere özel gereksinimli çocukların ihtiyaç duydukları bu tarz destekleri kaliteli bir şekilde vermeye hazır değillerdir. Üstün yetenekli çocukların özellikleri, nasıl tespit edilecekleri, onlara yönelik farklılaştırılmış eğitimlerin nasıl hazırlanacağı gibi konularda donanımlı olmayan eğitimciler, üstün yetenekli çocuğa zaman zaman faydadan çok zarar bile verebilmektedirler. Eğitim ortamının çocuklarına uygun gelişme imkanlarını sağlamadığını gören aileler ise bunun sonucu olarak öğretmenle kurulması gereken normal etkileşimleri kuramadıklarını ve ihtiyaç duydukları yönlendirme ve desteği alamadıklarını düşünerek kendilerini izole ve yalnız hissedebilmektedirler. Aileler ayrıca çocuklarının akademik gelişimiyle ilgili okul personeliyle ilişkilerin sürdürülmesi konusunda da sıkıntılar yaşayabilmektedirler.
Çocuğuna yetemeyen bir ebeveyn olduğu düşüncesiyle başa çıkmak: Zaman zaman üstün yetenekli çocukların aileleri, çocuklarının hak ettiği kadar iyi bir ebeveyn olamadıklarından endişeye düşebilmektedirler. Bunun pek çok nedeni vardır. Genellikle üstün yetenekli çocuklar yaşıtlarından daha fazla uyarana ihtiyaç duyarlar. Her konuda, fakat özellikle ilgilerini derinlemesine çeken konularda çok fazla soru sorarlar. Sorularının anne babaları tarafından zaman geçirmeden ve büyük bir mükemmellikle doğru cevaplanmasını isterler. Tahmin edilebileceği gibi bu durum doğal olarak ebeveynlerinin kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilir. Bunun dışında üstün yetenekli çocukların yaşlarına göre ileri olan analiz ve sentez yetenekleri sayesinde ailelerinin koyduğu sınırları ve disiplin kurallarını sorgulamaya ve hatta aşmaya yönelik eğilimleri de aileleri zor durumlarda bırakabilmektedir.
Toplum ve yakın çevrenin desteğini almak: Ailelerin çocuklarını yetiştirirken onlara destek olan en büyük mekanizmalardan bir tanesi de karşılaştıkları endişeleri ve mutlu anları diğer anne babalarla, komşular ve akrabalarla paylaşarak rahatlamalarıdır. Üstün yetenekli çocukların aileleri ise genellikle bu destekten yoksundurlar. Çünkü çocuklarının özelliklerini ve başarılarını paylaştıklarında normalden farklı olmanın ve anlaşılamamanın endişesini taşırlar. Hatta aileler üstün yetenekli çocuklarının alışılmadık hızlı gelişimiyle ilgili anlattıkları yüzünden hikâye uyduruyor olmakla bile suçlanabilirler. Örneğin erken okuma veya sayıları erken tanıma gibi bazı gelişimsel durumlarda çok hızlı ilerleyen çocuklarıyla ilgili durumları paylaştıklarında diğer aileler tarafından çocuğunu bunları yapmaya zorlayan aşırı hırslı ebeveynler olarak suçlanabilirler. Bu ve bunun gibi nedenlerle üstün yetenekli çocukların ailelerinin genellikle kendilerini çocuk yetiştirme sırasında dışlanmış ve yalnız bırakılmış hissedebildikleri sıklıkla görülmektedir.
Çocuklarının sosyal ve duygusal gelişimi konusunda destek almak: Üstün yetenekli çocukların arkadaş ilişkileri, duygusal ve duyusal duyarlılıkları, depresyon, stres ve mükemmeliyetçilik gibi durumlarıyla başa çıkmak ailelerinin karşılaştığı önemli güçlüklerdendir. Sosyal duygusal gelişim anlamında üstün yetenekli çocuklara özgü bu tarz durumlar aile içinde gerginliklere yol açabilmektedir. Aileler üstün yetenekli çocuklarını etkileyen “eş zamanlı olmayan gelişim” veya “aşırı duyarlılıklar” gibi gelişimsel kavramlar hakkında bilgi sahibi olmadıklarında ise çocuklarının davranışlarına karşı nasıl tepki vereceklerini bilemeyebilirler ve bu da daha çok iletişimsizliğe yol açabilir.
Çocuğunun gelişimini maksimum düzeyde destekleyecek bütçeyi oluşturmak: Üstün yetenekli çocukların aileleri zaman zaman çocuklarının potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmak için gereken bütçenin büyüklüğü nedeniyle zor durumda kalabilmektedirler. Üstün yetenekli çocukların ailelerinin çocuklarının her anlamdaki gelişimlerini desteklemek için normal gelişim gösteren ailelerden daha fazla bütçe ve zaman ayırmaları, bu konulara adanmışlık göstermeleri gerekmektedir. Müzik, resim, drama, spor kursları, çocuklarının kendi gibi yaşıtlarıyla bir arada olmasını sağlayacak hafta sonu veya yaz kampları, özel okul harcamaları veya evde çocuklarının çeşitli deneyler yapmak için talep ettikleri malzemeler, çoğu ailede bütçeyi zorlayıcı durumlar oluşturabilmektedir.
Üstün Yetenekli Çocukların Ailelerine Verilebilecek Destek Hizmetleri Neler Olabilir?
Üstün yetenekli çocukların aileleri genellikle yukarıda sıralanan problemlerle başa çıkmada hazırlıksızdır veya bunların farkında bile olmayabilirler. Bu sebeple üstün yetenekli çocukların aileleri için hazırlanmış yüz yüze veya uzaktan eğitim yöntemiyle verilecek aileyi destekleyen videolar, eğitim programları, uzaktan eğitim modülleri sayesinde üstün yetenekli çocuklarla ilgili bilgi sağlama, olası problemler hakkında bilgi verme ile uyarma, ve varolan bazı sorunlarla ilgili çözüm önerileri getirme görevlerini yerine getirebilecektir. Bu tarz eğitimlere Milli Eğitim Bakanlığı,’na bağlı Bilim ve Sanat Merkezleri, devlet veya özel üniversitelere bağlı Çocuk Üniversiteleri veya konu hakkında akademik eğitimi ve deneyimi bulunan uzman kişilerin verdikleri eğitimler vasıtasıyla ulaşılabilir. Bunlar dışında Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın konuya ilişkin aileleri bilgilendirici e-kitap, kısa video, yazılı material vb. kaynaklarına da ilgili bakanlıkların web sayfalarından ulaşabilirler.
Bunlar dışında TURKCELL Zeka Gücü sosyal sorumluluk projesi dahilinde de üstün yetenekli çocuklarımızın hayatları boyunca destekçisi olan siz değerli ailelerini bilgilendirici eğitsel videolar oluşturulacak ve üstün yetenekli çocukların ailelerin hizmetine sunulacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Adile Gülşah Saranlı kimdir?
Dr. Adile Gülşah Saranlı, çalışmalarını üstün yetenekli çocukların ve ailelerinin eğitimi, okul öncesi dönemdeki üstün yetenekli çocuklar ile eğitimde farklılaştırma ve zenginleştirme konuları üzerinde sürdüren bir akademisyen ve yazardır. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, yüksek lisans eğitimini ise ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümlerinde tamamlamıştır. Doktora derecesini Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü’nde üstün yetenekli çocukların ailelerine destek olmayı amaçlayarak geliştirdiği aile eğitimi programı ile kazanmıştır.
Dr. Saranlı üstün yeteneklilerin ailelerinin eğitimi konusunda ulusal düzeyde yaptığı çalışmaların yanında uluslararası düzeyde üstün yetenekliler aile eğitimi sertifikasına da sahiptir. Çalışma konularıyla ilgili ulusal ve uluslararası makaleleri, kitap bölümleri, konferans bildirileri ve seminerlerinin yanında üstün yetenekli çocuklar için zenginleştirme yöntemleri konulu TUBITAK ve TED Üniversitesi bilimsel araştırma projeleri bulunmaktadır. Ayrıca MEB Eğitim ve Bilişim Ağı bünyesinde gerçekleştirilen Özel Yetenekli Çocuklar Eğitim ve Bilişim Ağı Projesi kapsamında proje danışmanlığının yanında aileleri bilgilendirici video içerikleri de geliştirmiştir.
Ayrıca TUBİTAK’tan kazandığı yurtdışı doktora sonrası bursu sayesinde ABD, University of Connecticut’ta bulunan “Renzulli Yaratıcılık, Üstün Yetenekliler Eğitimi ve Yetenek Gelişimi Araştırma Merkezi’nde “ziyaretçi akademisyen” olarak bir yıl boyunca çeşitli çalışmalar yapmıştır. Dr Saranlı buradaki çalışmalarını zenginleştirme ve farklılaştırma programları ile üstün yetenekli çocuklara ve ailelerine yönelik eğitim programları geliştirilmesi ve üstün yeteneklilerin sosyal-duygusal gelişimi konularında yürütmüştür. Dr. Saranlı, 2012 senesinden beri kurucu öğretim üyelerinden olduğu TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyeliği görevini devam ettirmektedir.